Planlanan Çıkış Tarihi: Duyurulacak

Bu Oyun Hakkında

Chains of Lukomorye, dikiş yerlerinden sökülmekte olan bir dünyada geçen, anlatı odaklı bir aksiyon-macera destanıdır.

Bu ürpertici üçüncü şahıs nişancı oyunu, aşkı, yas tutmayı ve kader ile özgür irade arasındaki ince çizgiyi keşfeder. Yalnız ya da çevrimiçi eşli modda oynayın; Müttefiklerin deneylerinin gerçekliği parçaladığı I. Dünya Savaşı sonrası alternatif bir dünyaya iniş yapın.

Terk edilmiş siperler ve büyülü harabeler arasında yolculuk yaparak, kaybolan bir aşkı Slav yeraltı dünyasından kurtarın.

Baba Yaga – “Yürüdüğünü sanıyorsun. Ama orman sadece geri döner.”

DAHA FAZLASINI OKU:

Ölen eşinin yasını tutan bir asker olarak oynuyorsun. Kaderin seni bağladığı kehanetli bir varlık olan Sirin eşlik ediyor sana. Birlikte, eski Slav folklorunun modern savaşın yıkıntılarına karıştığı bir manzarada, akıl almaz olana – Lukomorye’nin yeraltı dünyasından sevdiğini kurtarmaya – doğru bir yolculuğa çıkıyorsunuz.

• Duygusal Hikâye – Savaş, hafıza ve mit süzgecinden geçen bir Orpheus ve Eurydice yeniden anlatımı. Aşk, yas, görev ve ölümün ötesindekilere dair bir öyküyü keşfet.

• Yoğun Üçüncü Şahıs Nişancı – Asker ve siren olarak tek başına ya da bir arkadaşla oyna. I. Dünya Savaşı'nın kaba silahlarını, doğaüstü yetenekleri, masalsı eşyaları ve senkronize savaşı kullanarak ezici düşmanlara karşı hayatta kal.

• Zorlu Düşmanları Alt Et – Leshy, Nightingale the Robber ve Viy gibi boss’larla yüzleş. Bu doğa, intikam ve ölüm ruhları; yalnızca saldırı ve savunmayı birlikte dengeleyerek alt edilebilir.

Sirin – “Ne güzel. Ölüm dileği olan bir asker daha, gözyaşlarıyla çizilmiş bir haritayla birlikte.”

• Yaşayan Folklor Dünyası – Baba Yaga ve Kot Bayun gibi efsanevi figürlerle karşılaş. Yaşayan folklorla şekillenmiş bir dünyada her karşılaşma hem inançlarını hem gücünü sınar.

• Kayıp Eserleri Geri Kazan – Slav mitlerine bağlı eski eserler dünyaya dağılmış durumda. Her bir eser yeni yeteneklerin, hikâye parçalarının kilidini açar ya da yaklaşan dehşetlere karşı geçici yardım sağlar.

• İki Dünya Çarpışıyor – Savaşın siperlerinin büyülü ormanlara, unutulmuş köylere ve Slav alemi Lukomorye’ye karıştığı, büyüleyici biçimde paramparça olmuş bir dünyayı keşfet.

Volkodlak, gri kurt – “Kehanet bir fener değil, bir tasma. Seni hiç gitmek istemediğin yere sürüklemeden önce yırt at onu.”

(Karalanmış bir isim)’in kişisel günlüğünden alıntılar, 7. Piyade — 1918

23 Mayıs 1918

Sürekli savaşın neredeyse bittiğini söylüyorlar. Ama burada değil. Bu çamura batmış vadide değil.

Şimdi birimler iz bırakmadan kayboluyor. Tüm alaylar hiçbir yere atanıyor.

Ne isim var, ne emir. Sadece erkeklerin olduğu yerde sessizlik var.

23 Haziran 1918 – Kupala Gecesi

Dün gece timin yarısını kaybettik. Hava değişti. Derinin altındaki bir çığlık gibiydi.

Kupala, sevinç, ateş ve aşk gecesi olmalıydı ama bir şey değişmişti.

24 Haziran 1918

Mira. Bu çürümenin içindeki ışığım. Onun sağlık ekibinin vurulduğunu söylediler, veda bile edemedim.

Şimdi onu rüyamda görüyorum. Suyun içinde duruyor, adımı fısıldıyor.

2 Temmuz 1918

Söylentiler kurşunlardan hızlı yayılıyor. Doğu cephesinde bir yer varmış, zamanın doğru akmadığı.

Subaylar bunu ciddiye almıyor ama Kupala’dan beri yer titreşmeyi bırakmadı.

20 Temmuz 1918

Dünyanın çatladığı bir yer var. Eski isimlerin hâlâ güce sahip olduğu bir yer.

Unutulmuş bir savaş alanı. Bir orman. Bir kale. Tavuk bacakları üzerinde yürüyen bir kulübe.

Eğer hikâyeler doğruysa, geliyorum sana Mira. Benden ne kaldıysa onunla.